Çevik yöntemlerin müşteri ve temsilcisi ile teknik ekiplerin
bir arada çalışmasını beklediğini hepimiz biliyoruz. Bu temellere göre çevik
bir projedesiniz ve ekiple müşteriyi bir araya getirmeyi başardınız. Eskiden
kalma ön yargılar sürdüğü ve ekip kaynaşamadığı sürece yine istenen sonuca
ulaşmanız mümkün olmayacaktır. Ekibin üyeleri bireysel olarak ne kadar iyi
olurlarsa olsunlar, birlikte çalışamadıkları zaman başarılı olmak hayal
olacaktır. Peki nasıl birlikte çalışma
ortamı yaratılabilir
Birlikte çalışabilmenin anahtarı güvendir. Güven arttıkça işbirliği
artacaktır. İşbirliğinin artması demek verimliliğin artması, ekibin etkinliğinin
ve hızının artması ve de işin kalitesinin yükselmesi demektir. Peki güven nasıl
sağlanır?
Güven için ilk adım empatiden geçiyor. Türkçe’ye duygudaşlık
olarak çevriliyor. Benim anladığım
anlamı ise kendinizi başka birisinin yerine koyabilme ve onun gözünden anlama ve hissedebilme. Özellikle projelerde farklı rollerde çalışan insanlar birbirlerinin durumunu anlamakta zorluk çekebiliyor. Eğer herhangi bir yapıcı adım da atılmazsa “biz-siz” veya “biz-diğerleri” sınıflamaları ortaya çıkıyor. Bunun sonucunda da şöyle şikayetler artıyor:
anlamı ise kendinizi başka birisinin yerine koyabilme ve onun gözünden anlama ve hissedebilme. Özellikle projelerde farklı rollerde çalışan insanlar birbirlerinin durumunu anlamakta zorluk çekebiliyor. Eğer herhangi bir yapıcı adım da atılmazsa “biz-siz” veya “biz-diğerleri” sınıflamaları ortaya çıkıyor. Bunun sonucunda da şöyle şikayetler artıyor:
- “Biz çok çalıştık, diğerleri çalışmadı.”
- “Biz haksızlığa uğradık.”
- “Bizim dediğimiz olmalı! Yoksa kendiniz yaparsınız.”
- “Diğerleri işini iyi yapmadığı için kalitesiz oldu.”
- “Diğerleri hata yaptılar ondan gecikti.”
- “Biz olmadan bu iş olmazdı.”
İlki müşteri-programcı arasında. Müşterinin gözünde genelde programcılar, bahaneler üreten, disiplinli
çalışmayan, denileni yapmayan, çoğu zaman iyi dinlemeyen, tembel ve zaman zaman
da şımarık kişiler olarak canlanıyor. Programcılar gözünde ise genelde müşteriler,
ne istediğini tam bilmeyen, devamlı fikrini değiştiren, öngörüsü yeterli
olmayan, teknolojiden bihaber, şikayet etmekten memnuniyet duyan ve zaman zaman
da patronluk taslayan kişiler olarak canlanıyor.
İkincisi programcı-testçi arasında. Programcı gözünde genelde
testçiler, bir türlü isteneni yapamayan, en ufak zorlukta bayrak kaldıran, denileni
anlamayan, katı, tembel ve genelde programcı olmayı başaramamış kişiler olarak
canlanıyor. Testçiler gözünde programcılar, işi bitirmeden teste sunan,
aceleci, dikkatsiz, test ekibinin zamanından kullanan ve genelde burnu havada
kişiler olarak canlanıyor.
Bu ön yargıları aşıp empati oluşturabilmenin bir kaç aşaması
bulunuyor:
·
İlk adım elbette bir arada çalışmaktan geçiyor.
Bir arada çalışma ister istemez iletişimi artıracak ve birbirini daha iyi
anlama şansı verecektir.
·
İkinci önemli adım retrospektiflerin birlikte
yapılabilmesi, bu konuda daha önce bir yazım bulunuyor (İlgili Makale: Çevik Yöntemlerde Retrospektif).
·
Üçüncü önemli adım ise iki tarafın birbirine
talepleri dışında projeye ilişkin yaşadıkları zorlukları ve yönetmeye
çalıştıkları durumları da açık yüreklilikle anlatabilmesi. Örneğin müşterinin
yeni bir talebi ortaya çıktığında bunun neden ortaya çıktığı, bunu programcının
önüne getirmeden önce neler yapıldığı, nasıl basitleştirilmeye çalışıldığı da
anlatılırsa programcı da durumu ve müşteriyi daha iyi anlayacağı için daha
farklı yaklaşabilecektir.
·
Dördüncü adım, herkesin kendi rolüne göre
hedefler konulması yerine herkesi kapsayacak proje hedefinin ön plana çıkarılması,
bireysel hedeflere ulaşmanın ödüllendirmede geri plana alınmasıdır. Örneğin
programcı işini iyi yapsa bile ortaya çıkan ürün başarılı olamamışsa,
kendisinin de başarılı sayılamayacağının hissettirilmesi.
·
Beşinci adım, birlikte yemek. Yemeği ekibin
birlikte yemesi, ekip içi iletişimde arkadaşlık imkanlarını da artıracak,
birbirini anlamaya katkı yapacaktır. Ne sıklıkla olacağına ekiple karar vermek
en sağlıklısı olacaktır.
·
Altıncı adım, ekip devamlılığı. Eskiden İnsan
Kaynakları politikaları personel devamlılığını sağlamak üzere optimize
edilirdi. Artık bu yeterli değil, ekiplerin de devamlılığının sağlanabilmesi
gerekiyor. Aynı ekibin sıradaki projelerde de birlikte çalışması hem çalışılan
konudaki tecrübenin artmasına hem de ekipiçi güven ve işbirliğinin güçlenmesine
fayda sağlayacaktır. Önümüzdeki yıllarda bu konunun daha çok önem kazanacağını
düşünüyorum.
Sonuç olarak çevik yöntemlerin meyvelerini alabilmek için birlikte
çalışmayı başarabilmek, takıma dönüşmek ve takımlara özgü güven ve işbirliğini
tesis etmek gerekiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder