6 Nisan 2016 Çarşamba

Başarıya Farklı Bir Bakış

Başarı günümüz modern dünyasında çok sık karşımıza çıkan bir kavram. Bu kavramı daha önce proje perspektifi ile ele almıştık (İlgili Makaleler:Projelerde Başarı EtkenleriBaşarılı Proje Ekibinin SorularıÖğrenilmiş Çaresizlik).
Bu yazıda genel olarak başarıdan bahsetmek istiyorum. Okulda başarı, sınavlarda başarı, spor müsabakalarında başarı ve iş hayatında başarı ise biraz daha öne çıkan kavramlar. Kimi için okuldan atılmamak başarı iken, kimi için okuldan dereceyle mezun olmak başarı. Kiminin sınavdan geçer not alması başarılı kabul edilirken, kiminin sınavdan tek bir yanlış cevabı başarısızlık olarak görülüyor. Kiminin olimpiyatlara katılabilmesi başarı iken, kiminin olimpiyatlarda gümüş madalya alması hayal kırıklığı olabiliyor. Kiminin iş bulabilmesi başarı olarak nitelenirken, kiminin genel müdür olamaması başarısızlık olarak algılanabiliyor. Peki çok farklı şekilde kullanılabilen başarı kavramı nedir? Türk Dil Kurumu’nun başarı tanımı bir işi istenen şekilde sonuçlandırmak. Burada başarıyı göreceli hale getiren “istenen şekilde” kısmı. İstenen ve elde edilen karşılaştırılınca başarı ve başarısızlık arasındaki çizgi belirleniyor. Örneğin olimpiyatlarda altın madalya istenirken gümüş madalya almak başarısızlık olabiliyor.
Başarılı olmayı veya istenen sonuca ulaşabilmeyi neler etkiliyor? Ben dört temel faktör olduğunu düşünüyorum:
  • Sahip Olunanlar: Genetik miras, maddi miras gibi doğuştan gelen ve etkileme imkanımız olmayan koşulları bu başlıkta düşünebiliriz. Bu koşulları değiştirme şansımız bulunmuyor. Bunları sabit kabul edebiliriz. Herkesin doğuştan gelen bir yeteneği, bir yatkınlığı, bir üstünlüğü bulunduğunu düşünüyorum. Eğer yeteneğimiz/yatkınlığımız/üstünlüğümüz olan bir alanda başarılı olmak istiyorsak avantajlıyız diyebilirim.
  • Çevresel Koşullar: İçinde bulunduğumuz çağ, ülke, kültür, toplum, kurumlar, ailemiz, arkadaşlarımız, yaşadığımız çevre, okuduklarımız, dinlediklerimiz, okullarımız, işyerlerimiz, yediklerimiz, içtiklerimiz vb. yani yaşamımızın bütün değişkenlerini bu başlıkta düşünebiliriz. Bunların bir kısmını değiştirme imkanımız varken bazılarını değiştirme imkanımız olmaz ve bunlarda oluşan değişim dalgaları bizi de etkiler ve başarılı olma veya olmama durumunu belirleyebilir.
  • Hedef: Başarı tanımımızda yer alan istenen sonuç yani hedef başarı durumumuzu belirler. Bu nedenle doğru hedef seçmek çok önemlidir. Ulaşılması imkansız hedefler belirlemek motivasyonu düşürdüğü gibi çok kolay ulaşılabilecek hedefler de gelişimi ve ilerlemeyi örseler.
  • Çaba: Tamamen bize bağlı olan, başarı ve başarısızlık arasında en çok fark yaratabileceğimiz faktörün bu olduğunu düşünüyorum.

Yukarıdaki faktörleri birleştirince herhangi bir alandaki başarıyı şu şekilde formülüze edebileceğimizi düşünüyorum:
  • Sonuç = Sahip Olunanlar + Çevresel Koşullar + Çaba
  •  Sonuç >= Hedef (Başarı)

Bu denklemde öncelikle bir Sonuç elde etmek için sonuca etki edecek tüm parametreler toplanıyor. Sonucun Hedef'ten büyük veya eşit olması durumunda başarı tanımındaki “istenen sonuç” ortaya çıkıyor ve başarılı kabul ediyoruz. Çaba ve Hedef bizim en çok belirleyici olduğumuz alanlar. Eğer Hedef yüksekse buna uygun Çaba harcamadan başarıya ulaşılamaz. Başarı faktörlerini grafikle de gösterebiliriz. Grafiklerde konunun daha net görülebilmesi için her bir faktöre rakam verdim. Bu faktörleri ve etkilerini rakamlara dökmek başlı başına bir bilimsel çalışma olabilir. İlk grafikte elde edilen Sonuç, Hedef'in altında kalıyor. Sonucun Hedef'i geçebilmesi için izlenecek ilk yol ikinci grafikteki gibi Hedef küçültmek olabilir. Bu sayede başarı yakalanabilir. Ancak bu daha fazla Çaba harcamamak için yapılan bir kandırmacadır. Üçüncü grafikteki yaklaşımda ise Çaba artırılmış ve istenen sonuca ulaşılmıştır.

Sahip Olunanlar ve Çevresel Koşullar’ın uygun olduğu bir alan seçilmesi durumunda yeterli Çaba da gösterilirse büyük ve etkileyici başarılara ulaşılabilir. Örneğin doğuştan müzik yeteneği olan bir çocuğun, uygun müzik eğitimlerini alması ve yeterli Çaba'yı göstermesi ile tanınan bir sanatçı haline gelmesi mümkündür. Eğer müzik yeteneğini yokken veya uygun eğitimleri almadan, sadece Çaba gösterilirse ilerleme kaydedilir ancak tanınan bir sanatçı olmaya yetecek başarıya ulaşılamaz.
Bir başka konu da her alanda Sahip Olunanlar ve Çevresel Koşullar'ın aynı oranda etki etmediği gerçeği. Bazı alanlarda Sahip Olunanlar'ın etkisinin yüksek olabildiği, bazı alanlarda Çevresel Koşullar'ın daha belirleyici olduğunu hepimiz biliyoruz. Her ne kadar bu iki faktörün etkisi yüksek de olsa Çaba ile en zor alanlarda bile değişim sağlanabiliyor. Örneğin insanın zeka tiplerinden en çok bilineni ve en çok ölçüleni IQ'nun genetik olduğunu düşünürüz ve Çaba ile değişmeyeceği kanaati hakimdir. Bunun tam tersini söyleyen araştırmalar bulunmakta yani Çaba ile IQ'nun artabildiği veya tembellik ile azalabildiği yönünde. Yani IQ'nuzu 5 puan artırmak gibi bir Hedef belirlerseniz, bunu yeterli Çaba ile başarmanız mümkün. 
Yukarıda anlattıklarımdan hareketle iki temel prensibin başarı için önemli olduğunu düşünüyorum:
  • Sahip Olunanlar ve Çevresel Koşullar’ın uygun olduğu bir alan ve gelişimi zorlayıcı akıllı bir Hedef seçilmesi
  • Yeterli Çaba’nın harcanması
Bu iki prensip bir araya geldiğinde etkileyici başarılardan söz etmek mümkün olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder